Sizlere kahve sohbetlerinizde konuşabileceğiniz ilginç konularda bilgilendirici ve eğlenceli yazılar sunmayı gaye edindiğimiz sitemize bugünlerde daha az sıklıkla yazılar ekleyebildiğimiz, siz değerli okurlarımızın dikkatinden kaçmamıştır sanıyorum. Fakat bugünlerde gündem ve dünya o kadar hızlı değişiyor ki bizler de çevremizde olan biteni anlamaya çalışmaktan ve içinde bulunduğumuz olağanüstü koşullarda (*) işlerimizi ve ailelerimizi aksatmadan yaşamaya çalışmaktan, yeni yazılar yazmaya yeterince vakit ayıramıyoruz. Şartlar normalleşmeye başlar başlamaz yazma sıklığımız da normale dönecek ve siz sevgili okuyucularımızı çok fazla bekletmeden yeni yazılarla huzurunuza çıkıyor olacağız.

Bu yazımızda sizlere öncelikle bugünlerde adını sıklıkla duyduğunuzu sandığım Minneapolis / Minnesota şehrinde bulunan Orfield Laboratuvarları içerisinde bulunan sessiz odadan bahsedeceğim.

Odanın duvarları stüdyolarda, müzik dükkânlarında görebileceğiniz ses yalıtımı sağlayan malzemelerden kama şeklinde yapılar ile kaplı. Bu yapılar sesin yankılanmasına engel olarak sesin soğrulmasını sağlıyor. Bu sayede odanın içerisindeki gürültü seviyesi negatif desibelde (-9.4 dBA; insanın duyabileceği en kısık sesten 10 kat daha sessiz). Desibel bir referansa göre ölçüldüğünden negatif desibel bu oda içerisindeki gürültünün referans gürültüden de daha az olduğunu gösteriyor.

Oda öylesine sessiz ki, içerisinde bulunduğunuzda kalp atışınızı, akciğerlerinizin nefes alıp verirken çıkardığı sesleri, midenizden gelen sesleri, kulağınızın civarındaki damarlarınızdan akan kanı duyabiliyorsunuz.

Laboratuvarın kurucusu Steve Orfield’ın anlattığına göre oda içerisinde bulunmaya çoğu insan bir dakikadan daha az dayanabiliyor. Normalde dış sesler kulak zarımızda sürekli bir basınç oluşturuyor. (Ses zaten aslında tamamen budur.) Kafamızı çevirdiğimizde ya da yürürken dengede kalabilmek için kulaklarımız aracılığı ile beynimize iletilen basınç değişimi bilgisini de kullanıyoruz. Bu oda içerisinde hiçbir dış ses olmadığından içeride bulunan kişiler bir süre sonra dengelerini yitiriyorlar. Buna istinaden, içeride durmayı deneyecek kişilere oturmaları tavsiye ediliyor. Diğer yandan normalde sürekli üzerinde basınç bulunan kulak zarı üzerindeki basınç tamamen ortadan kalktığında, bu negatif basınç, kulakta doluluk hissi yaratıyor ve ağrıya yol açabiliyor.

Başka hiçbir ses olmadığında, oda içerisinde tek duyduğunuz sizin kendi vücudunuzla çıkarttığınız sesler oluyor. İnsanların çoğu bu klostrofobik ve bol vücut sesli ortamda kalmaya dayanamayıp bir an evvel çıkmak istiyorlar. Uzun bir süre bu odada zorla tutulmak ise, amiyane tabirle, kafayı yemenize neden olabiliyor. Ancak bu odanın oluşturulma amacı elbette ki insanları çıldırtmak değil. Bu oda cihazların ortamda başka hiçbir ses yokken ne kadar gürültü çıkarttıklarını ölçmek için kullanılıyor. Ya da örneğin astronotlar bu odayı uzay sessizliğine alışmak için kullanıyorlar.

Orfield Laboratuvarı en sessiz oda olma ünvanını 2015 yılında Microsoft’un Redmond / Washington’da bulunan sessiz odasına kaptırdı. Yapı olarak Orfield’a çok benziyor olmasına karşın malzeme teknolojisindeki gelişimin de etkisi ile -20.3 dBA sessizliğe erişilebilmiş. (İnsanın duyabileceği en kısık sesten 100 kat daha sessiz).

Birkaç örnek ile -20.3 dB’i daha iyi anlamaya çalışalım:

10 dB: Hafifçe nefes alma sesi (insanın duyabileceği en kısık sesten 10 kat daha şiddetli ses)

20 dB: 1 metre öteden gelen fısıltı ile konuşma sesi

30 dB: Yanıbaşından gelen fısıltı ile konuşma sesi

40 dB: Kütüphane gürültüsü

50 dB: Buzdolabı

60 dB: Elektrikli diş fırçası

70 dB: Çamaşır Makinesi

80 dB: Saat alarmı

90 dB: Metro sesi

100 dB: Fabrika ortamı gürültüsü

110 dB: Araba kornası

120 dB: Ambulans sireni

90 dB sonrasında, özellikle 120 dB seviyelerinde eğer birkaç dakikadan daha fazla gürültülü ortamda kalınacak ise kulaklarda koruyucu ekipman olması çok faydalı olacaktır.

(*) Yazının yazıldığı Haziran 2020’de Dünya:

- Covid-19 pandemisi sebebiyle tüm dünyada yaşanan karantinalar,

- Amerika’da yaşanan polis şiddeti nedeniyle ülke çapında halk protestoları,

- Libya’da Türkiye’nin de desteklediği yasal güçler ile karşı milislerin mücadelesi,

- Türkiye’nin muhtelif şehirlerinde ezan-müzik provokasyonları,

- Taliban gölgesindeki Afganistan’da Çukur adlı Türk dizisinin şiddet içerdiği gerekçesiyle yasaklanması,

- SPACEX’in ilk kez sivil bir teşebbüs olarak uzaya (ISS) insan taşıması.